Zamana yenilmeyen bir iç mimarlık ofisi; Has+Koen

Türkiye’de çok uzun yıllar başarılı bir grafikle çalışmak ve aynı enerji ile tasarım yapmak pek kolay olmuyor. Mimari ve iç mimari alanında 1995 yılından beri İç Mimar Zeki Koen ile Aylin Hasoğlu tarafından yönetilen Has+Koen Mimarlık ofisi buna çok iyi bir örnek bana göre. Özellikle ofis ve otel projelerine yoğunlaşarak, özgün tasarımları ile evimiz haricinde çok vakit geçirdiğimiz alanları tasarlıyorlar. İşyerimizde evimizden daha çok vakit geçirdiğimiz bir dönemden geçiyoruz. Uzmanların son yıllarda altını önemle çizdikleri bir konuya kulak vermemek içten değil. Şayet iyi tasarlanmamış bir ofiste çalışıyorsanız, konsantrasyon kayıpları yaşayabilir ve iş verimliliğiniz düşebilir. İş seyahatleriniz de çok ise otellerde ev konforu arıyoruz. Bu anlamda Has+Koen Mimarlık, bu iki önemli mekan tasarımı konusunda uzmanlaşarak en konfor sağlayabileceğimiz mekanları akılcı çözüyorlar. Bu iki mekan haricinde karma yapılar, eğitim ve konut projeleri tasarlıyorlar.

Türkiye’de çok uzun yıllar başarılı bir grafikle çalışmak ve aynı enerji ile tasarım yapmak pek kolay olmuyor. Mimari ve iç mimari alanında 1995 yılından beri İç Mimar Zeki Koen ile Aylin Hasoğlu tarafından yönetilen Has+Koen Mimarlık ofisi buna çok iyi bir örnek bana göre. Özellikle ofis ve otel projelerine yoğunlaşarak, özgün tasarımları ile evimiz haricinde çok vakit geçirdiğimiz alanları tasarlıyorlar. İşyerimizde evimizden daha çok vakit geçirdiğimiz bir dönemden geçiyoruz. Uzmanların son yıllarda altını önemle çizdikleri bir konuya kulak vermemek içten değil. Şayet iyi tasarlanmamış bir ofiste çalışıyorsanız, konsantrasyon kayıpları yaşayabilir ve iş verimliliğiniz düşebilir. İş seyahatleriniz de çok ise otellerde ev konforu arıyoruz. Bu anlamda Has+Koen Mimarlık, bu iki önemli mekan tasarımı konusunda uzmanlaşarak en konfor sağlayabileceğimiz mekanları akılcı çözüyorlar. Bu iki mekan haricinde karma yapılar, eğitim ve konut projeleri tasarlıyorlar.

Biz de İç Mimar Zeki Koen’e ofis ve otel tasarımlarını, tasarlarken ayrıştıkları tasarım anlayışlarını ve sürdürdükleri projelerini sorduk.

Ticari yapıların iç mimari projelerinde uzmanlaşmayı seçtiğinizi görüyoruz. İç mimarlar genellikle konut ağırlık bir tasarımı tercih etmişken, sizin özellikle ticari yapı tercihiniz nasıl gelişti?
Bu aslında başlarda bilinçli bir tercih olmadı. Sonra bir müşterimizin eş zamanlı olarak hem evini hem de ofisini yapmaya başladık ve gördük ki iki mekan için karar mekanizması ve davranış biçimi çok farklı. Ofisinde çok daha rasyonel ve sonuç odaklı olduğunu gördük ve bunun da bizim iş anlayışımıza daha uygun olduğunu anladık. Böylelikle ticarimekânlar üzerinde yoğunlaşma kararı aldık.

Ofis tasarlarken öncelikleriniz neler oluyor?
Bir ofis tasarlarken öncelikle firmanın yapısını, işleyişini iyi anlamak gerekiyor. Sonrasında gelecekteki büyüme planlarını ve yeniden yapılandırmak istedikleri organizasyonları analiz edip planlamayı doğru yapmak gerekiyor. Firmanın kurum kimliği ile bizim estetik standartlarımızı birleştirip konsepti ortaya çıkarıyoruz. İşin projelendirme kısmında başka disiplinleri de sürece dahil ederek proje paketini oluşturuyoruz. Sonrasında da hizmet kapsamımıza göre ya tüm uygulamayı üstleniyoruz ya da uygulamayı üstlenen grupları kontrol ediyoruz.

Son zamanlarda çalışan memnuniyeti, çalışanlar için tasarlanan konforlu ve oyuncağı bol ofisler çok trendi bir durumda. Sizin bu türden trend’lere bakış açınızı merak ediyorum? Turizm projelerinde Hilton, Conrad gibi zincir otellerle çalışıyorsunuz. Öncelikle şu an tasarladığınız turizm projeleri var mı?
Her şeyin artık çok hızlı tüketildiği bir dünyada yaşıyoruz. Dolayısıyla iş yapma şekilleri de değişiyor. Bu da çalışma ortamlarının değişmesi anlamına geliyor. Bu kaçınılmaz bir gidişat. Bunu kötü anlamda söylemiyorum. Her değişimin olduğu gibi bunun da iyi ve kötü yanları var.Ama bizim için önemli olan kalıcılık. Aslında ingilizce bir tabir olan "timeless" yani zamana yenilmemek ve çağdaş olmak. Bunun bir çok açılımı var. Modaları takip etmek yerine biz daha çok bu kavramlar üzerinde kafa yoruyoruz aslında. İçinde yaşayanların memnuniyeti zaten tartışılmaz bir konu. Gün içinde en çok zamanınızın geçtiği mekanda mutlu olmanız gerekir ki verimliliğiniz artsın.

Hilton grubuyla 6 yıl önce çalışmaya başladık ve halen de devam ediyoruz. Şu an Conrad Otel'inin projelendirmeleri bitti ve inşaat kontrolörlüğü safhası başladı. Bunun dışında eski müşterimiz olan Reysaş Taşımacılık için Erzincan'da bir Hilton Garden Inn tasarlıyoruz. Ayrıca The Marmara Taksim'in de oda katlarının yenileme projelerine başladık.

Bir otel tasarlarken özellikle dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir?
Oteller esasında işleyiş bakımından çok karmaşık yapılar. Ancak yaklaşım olarak diğer projelerimizden farklı yaklaşmıyoruz. Sadece süreç olarak diğer projelerden biraz daha uzun! Burada da işverenin ticari beklentilerini iyi anlamak ve doğru planlama yapmak gerekiyor. Otellerin diğer projelerden tek farkı, kullanıcısı çok sık değişen bir mekân tasarlanıyor. Konsept tasarımını yaparken işletmenin pazar içindeki yeri, misafirlerine nasıl bir deneyim yaşatmak istediği, vereceği hizmetler vb. gibi unsurlar tasarımın ana dilini oluşturuyor. Bununla beraber yöresellik de devreye giriyor. Yapının bulunduğu coğrafyanın bazı özelliklerini de hissettirmek gerekiyor. Her ne kadar dünyalı mekânlar olsa bile misafirin nerede olduğunu hissetmesi önemli. Özellikle zincir olmuş otellerde. Bir de HIP otel kavramı var ki bu zaten daha kuralsız çalıştığınız bir alan. Tüm bu unsurlarla kendi estetik görüş ve standartlarımızı birleştirip en doğru tasarımı ortaya koymayı amaçlıyoruz. Ayrıca malzeme seçimlerinin de bu ihtiyaçları karşılayacak nitelikte olması gerekiyor. Teknik spesifikasyon olarak daha üst seviyede malzemeler kullanmak gerekiyor.