İstanbul’dan New York’a uzanan mimarlık…

Bu ayki konuğumuz Türkiye’nin ilk digital mimarlık arşivi Arkiv’de onlarca projesi ile yer alan ve yurtdışında ofis kurarak çalışmalarına uluslararası platformlarda devam eden Gökhan Avcıoğlu oldu.
Home Art, Kasım 2009

Bu ayki konuğumuz Türkiye’nin ilk digital mimarlık arşivi Arkiv’de onlarca projesi ile yer alan ve yurtdışında ofis kurarak çalışmalarına uluslararası platformlarda devam eden Gökhan Avcıoğlu oldu.
Home Art, Kasım 2009

Ofisinin adı Global Architectural Development (küresel mimari gelişim) olan Gökhan Avcıoğlu, mimarlık aracılığıyla yapılan yerleşme ve yerleştirme işlerine dikkat çekiyor. Planlama, kentsel planlama, yeni strüktürler, yeni sistemler kendi ofisinin belirgin özelliği olarak ortaya çıkıyor. İnterneti ve bilgi sistemlerini kullanarak, iki ofis arasında teknolojik bir hat kuran, zaman ve mekân kaygısını tamamen ortadan kaldırarak, farklı bir mimarlık yapısı modeli sergiliyor. Projeleri arasında, Türkiye'de İstanbul, İzmir ve Bodrum'da ve yurtdışında New Jersey, Washington DC, Virginia, Connecticut, Philadelphia'da, ofis binaları, kültürel merkezler, kamusal alanlar, konutlar, oteller; İstanbul ve Washington DC'de restoranlar; Manhattan New York'da ise çok sayıda mağaza ve apartman sayılabilir.

İstanbul’dan sonra New York’da da ofis açarak, şirketinin isminin hakkını veren, tasarladığı yapılar ve mekânlarla zamanın ve mekânın ötesine gitmeyi başaran Mimar Gökhan Avcıoğlu ile en genel anlamıyla mekân tasarımına bakışı üzerine sohbet ettik.

İç mimariyi yapının bütününden ayırmak mümkün mü?
Mimarlar genelde içerideki hayata yoğunlaşmaktansa, bütüne yoğunlaşmayı tercih edebilirler. Kabuk üzerinde çalışmak, genel striktür ve genel kabulün üstünde çalışmak daha keyifli gelebilir. Mimarlık için havlunun nereye asılacağı, prizin hangi duvarda olacağı gibi konular yeterli gelmeyebilir. Binanın duvarı daha kurumadan içeriye başka birisinin girmesi ve binaya müdahalesinin olduğunu bilmek, desteklemediği bir tarz yaratılacağını bilmek de son yüzyılda karşımıza çıkan bir sorundur aslına bakarsanız.

Tek düze ve modernist düşüncenin ötesinde üretimler gelişmeye başladı, bu noktada, eğer mimar meraklı ise içeriden dışarıya her ayrıntıya girebilir. Günümüz şartlarını düşündüğünüzde iç mimari ayrı bir uzmanlık alanı olmak mecburiyetinde aslında. Çünkü, başka bir konsantrasyon ve malzeme fonksiyonunu bilmek ve bu konularda uzmanlaşmış olmak gerekiyor. Örneğin, müze, havaalanı, hastane, opera salonu gibi public mekânlarda uzmanlık gerekecektir. Buralarda sadece görsellik değil, yangın yönetmelikleri, panik veya ona benzer işaretlendirme gibi günümüz tezniyatı sayılabilecek ayrıntılar giriyor işin içerisine. “Exit” yazısı gibi basit görünen ama aslında basit olmayan konuların üzerinde akılcı ve derinlemesine düşünmeyi gerektiriyor iç mimari. Çünkü yönlendirme, işaretlendirme görsel ve yaşamsal olarak çok önem arz ediyor ve bir mimarın kendi yaptığı yapıda derinleşmesine imkân sağlıyor. Başka birisine devrettiğinde de devretme o noktadan sonra başka birisinin mesleki ya da kişisel yaklaşımlarına tamamen geçiyor anlamına gelmemeli.

Mimarlık ofislerinin içinde iç mimari bulundurma konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bunu yararlı buluyorum. Aslında iç-dış tasarım ayrımı diye bir şey yapmak çok da doğru değil. İçinde iç mimari olmayan içe ve dışa dair öneriler getiremeyen bir ofis sadece duvarcılık yapacak ve kuru kalacaktır. Biz ofis olarak ona özellikle dikkat ediyoruz; hele İstanbul gibi Türkiye’nin eski yapılar stoğu olan yerleşim alanlarında, restorasyon yapılacaksa sadece iç tasarım değil, restorasyon bilgisi de olması gerekiyor mimarın. Restorasyon onun için bizim kendi projelerimizde özel bir yeri olan ve dikkat ettiğimiz önemli bir konudur. Bu noktada farklı uzmanlarla çalışırken de genel bütünlüğü koruma adına hareket ederiz. Bu demek değildir ki her şey tek bir stil değil biz uyumdan bahsediyoruz. Ayrıca iç mimari konusunda uzmanlaşmış kalitesine güvendiğimiz arkadaşlarla da işbirliği yapıyoruz ve onların tecrübelerinden yararlanıp, tartışıyoruz, birlikte hareket ediyoruz. Böyle bir ayrım esasında mühendislerle mimarlar arasında da var ama eskiden bütün bunlar tek bir alandı, modernizmden sonra şimdi böyle bir noktaya geçti.

http://arkiv.arkitera.com/m87-gokhan-avcioglu.html